Aslında bunu sadece futbol açısından değerlendirmemek lazım bence... Hayatımızın her alanında bir şeyler için çabalarken bize her şey kötü gidiyormuş gibi görünse de başarabileceğimize olan inancımızdan asla vazgeçmemeliyiz. Ben Hırvatistan maçında son dakikaya girildiğinde televizyonun başından kalktım ve odama gittim. "Daha maç bitmedi" dediler bana ama ben o saatten sonra gol atamayacığımızdan neredeyse emindim. Son saniyelerdi, televizyonun sesini duyuyordum hakemin saatine baktığını birazdan maçı bitireceğini söylediler ve birden bir çığlık koptu!! Gerçekten son saniye golü diye buna denir herhalde sonra ben de tekrar televizyonun karşısına geçtim ve penaltılarda Hırvatistan'ı yendik. Yarı finaldeydik. Şok olmuştum.. Kişisel gelişim kitapları bile beni bu kadar etkilememiştir sanırım:) Sonra dayanamadık ve dışarı çıktık. İstanbul sokaklarında gecenin bir yarısı herkes aynı şeyin coşkusuyla bakrak sallıyordu. Trafik durmuştu. Bazı gençler yolları kesip arabaların önünde halay çekiyordu. Havai fişekler, bayraklar, formalar, maskeler, davullar, zurnalar, korna sesleri... Her şey Türkiye içindi..
Bu tür kutlamaların değişmez adresi Bağdat Caddesi'ne kadar gittik. Galatasaraylılar, beşiktaşlılar, fenerbahçeliler.. hepsi aynı şey için seviniyordu aynı takımın taraftarları gibi birlikte bağırıyorlardı. Güzel bir geceydi. Alınacak büyük dersler var Milli Takımımız'dan.. Bu başarıda emeği geçen herkese bize bu heyecanı yaşattıkları için teşekkür ediyoruz:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder